İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 52. HUKUK DAİRESİ 2024/650 ESAS- 2024/874 KARAR 08.05.2024 TARİH
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
I-DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı iş yerinde 27/04/2019-03/02/2020 tarihleri arasında mekanik ustası olarak en son 2.000,00 USD net ücret ile çalıştığını, iş akdinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini, ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı, ulusal bayram ve genel tatil alacağı ve hafta tatili alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının alacaklarının zaman aşımına uğradığını, davanın reddi gerektiğini, davacının özlük dosyasının kendi işvereninde bulunduğunu, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği ücret ve ödeme şeklinin gerçek dışı olduğunu, davacının taleplerinin çalışılan ülke şartları ve ülke mevzuatına göre değerlendirilmesi gerektiğini, davacının davasının reddine karar verilmesini talep ve müdafaa etmiştir.
III-İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR VE GEREKÇESİ:
İlk Derece Mahkemesi'nce yapılan yargılama neticesinde yukarıda esas ve karar sayısı belirtilen kararı ile; davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV-İSTİNAF SEBEPLERİ:
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi'nce yazılan gerekçeli karar, taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
İstinaf Kanun Yoluna yasal süresinde davacı müracaat edilmiştir.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili gerekçeli istinaf dilekçesinde özetle; davalının cevap dilekçesinde dava konusu uyuşmazlığa açıkça Bahreyn hukukunun uygulanması gerektiğine dair beyanda bulunmadığını, taraflarca zımnen Türk hukuku seçildiğinin sabit olduğunu, davacının Bahreyn'de .............projesinde çalışmasına rağmen Suudi Arabistan hukuku uygulanmasının hatalı olduğunu, Türk hukukuna göre açılmış bir davada davalı tarafça en geç cevap dilekçesi ile yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmaması ya da en geç ön inceleme duruşmasında tarafların hukuk seçimi konusunda anlaşmamış olmaları durumunda dava konusu uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanacağını, davacının ihbar olunan ....................... çalışanı olup aralarında 4857 sayılı kanuna dayanılarak iş ilişkisi kurulduğunu, iş bu firmanın cevap dilekçesinde uyuşmazlığa çalışılan ülke hukukunun uygulanmasının talep edilmediğini, davacının bağlı bulunduğu firma ile zımnen yapmış olduğu Türk hukuku seçiminin ana firma olan davalıya da sirayet edeceğini, davalının sorumluluğu kanundan ve taşeronluk sözleşmesinden kaynaklı olup işçinin hukuk seçimi taşeron firma ile yaptığı sözleşmeye göre uyuşmazlığa artık Türk hukuku dışında başkaca bir hukukun uygulanamayacağını, davalı fazla mesai, hafta tatili ve ubgt alacaklarında çalışan ülke koşullarının dikkate alınması gerektiğini belirtmiş olup bu beyanları uyuşmazlığa yabancı hukuk uygulanması gerektiği yönünde yorumlanamayacağını, davalının cevap dilekçesinde 4857 sayılı ve sayılı kanuna atıf yapılmış ve Türk içtihatlarına dayanıldığını, davacının asgari korumadan yararlanabilmesi adına feshe bağlı olan kıdem-ihbar tazminatı açısından her halde Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, dava şartı olarak uygulanacak hukuk için çalışılan ülke hukukunun yanlış tespit edildiğini, öncelikli olarak davacının hangi ülkede çalıştığının tespit edilmesi ve bu tespit neticesinde dosyaya bu ülke hukuku mevzuatı kazandırılarak yeniden bir inceleme yapılması gerektiğini, dosyada yapılmış olan Suudi Arabistan inceleme ve tespitinin hatalı olduğunu beyanla istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
V-DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6100 Sayılı HMK 355. maddesine göre; Bölge Adliye Mahkemesi, ileri sürülen istinaf sebepleriyle bağlı inceleme yapar, kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir, aynı yasanın 356/1 maddesine göre; 353 üncü maddede belirtilen hâller dışında inceleme, duruşmalı olarak yapılır. İstinaf incelemesi HMK 356/1 maddesi gereğince incelemenin duruşmalı yapılmasını gerektirir eksik bir husus görülmemekle duruşmasız olarak yapılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve tüm dosya kapsamına göre;
HMK 353/1-a-6 maddesinde "...(Değişik:22/7/2020-7251/35 md.) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması..." halinde dosyanın duruşma yapılmaksızın mahkemesine kesin olarak gönderileceği düzenlenmiştir. HMK 353/1-a-6 maddesine göre uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmaması iade nedeni iken, delillerin hepsi toplanmış olsa bile gösterilen delillerin değerlendirilmemesi veya talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemesi de iade nedenidir.
Uyuşmazlık taraflar arasındaki uyuşmazlığa hangi devlet hukukunun uygulanacağı ve uygulanacak devlet hukukuna göre dava konusu alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktaları üzerinde toplanmaktadır.
Yabancılık unsuru taşıyan iş sözleşmesi kaynaklı uyuşmazlıklarda Kanun'un temel felsefesine uygun olarak tarafların iradesine üstünlük tanındığı ve tarafların seçtikleri hukuka üstünlük tanındığı anlaşılmaktadır. Taraflarca bir hukuk seçimi yapılmadığı veya hukuk seçiminin geçerli olmadığı takdirde ya da seçilen hukukun işçiye sağladığı koruma mutad işyerinin emredici düzenlemelerinin sağlayacağı korumaya nazaran daha az ise mutad işyeri hukukunun uygulanacağı görülmektedir. Bu noktada mutad işyeri hukuku objektif bağlama kuralını oluşturmaktadır.
Mutad işyeri, işin zaman ve içerik olarak ağırlıklı ifade edildiği yer olarak tanımlanabilir. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması durumunda bu yer mutad işyeri olarak değerlendirilemez. Örneğin montaj için işçinin Azerbaycan'a gitmesi durumunda bu yer mutad işyeri olarak kabul edilemez. Öte yandan işçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
İşçi ve işveren tarafından hukuk seçimi yapılmadığı ya da seçilen hukuk özellikle 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 32. maddesine göre geçerli kabul edilmediği takdirde yetkili hukuku belirleyen Kanun'un 27. maddesinde öngörülen objektif bağlama kuralları bir karineden ibarettir. Dolayısıyla Kanun'un 27/4 maddesine göre hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye bu hukuk uygulanacaktır. Bu noktada daha sıkı ilişkili hukukun uygulanmasındaki en önemli unsur, işçinin menfaatidir.
Yukarıda bahsi geçen hususlara göre davacı yönünden daha sıkı ilişkili hukuk belirlenmeli, dava sıkı irtibatlı hukuk bulunmaması halinde somut uyuşmazlıkta mutad işyeri hukuku uygulanmalıdır.
Davacı dava dilekçesinde yurt dışı inşaat projelerinde çalıştığını iddia etmiş, davalı husumet itirazı ile birlikte MÖHUK 27 maddesi gereği yabancılık unsuru taşıyan iş sözleşmelerine ilgili ülke hukukunun uygulanması gerektiğini savunmuş, ilk derece mahkemesince, davacının Suudi Arabistan Krallığında çalıştığı, dava konusu uyuşmazlığın çözümünde Suudi Arabistan İş Kanununun uygulanacağı, ilgili ülke işçilik alacakları zamanaşımı süresinin 1 yıl olduğu, davacının çalışma süresinin 03/02/2020 tarihinde sona erdiği, dava tarihinin 04/03/2022 olduğu, davalının zamanaşımı defi ileri sürdüğü ve davacının alacaklarının zamanaşımına uğraması nedeni ile davacının davasının reddine karar verildiği görülmüş, davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde davalının cevap dilekçesinde MÖHUK itirazında bulunmadığını, çalışılan ülkenin hatalı tespit edildiğini belirtmiştir.
Davalının sunulan cevap dilekçesinde MÖHUK itirazında bulunduğu, uyuşmazlığın çözümüne ilişkin Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin belirtilen kararı doğrultusunda değerlendirme yapılması gerektiği, davacının dava dilekçesinde çalıştığı ülkeyi belirtmediği, dinlenen tanığın davacıyı tanımadığını beyan ettiği, çalışılan ülkeye dair beyanda bulunmadığı, dosya içerisinde bulunan çalışma izni belgesinde Bahreyn Krallığı'nın adının yazılı olduğu anlaşılmakla, davacının talep ettiği tarihler itibari ile hizmet akdinin hangi ülke ya da ülkelerde geçtiği ve dava konusu uyuşmazlığa hangi ülke hukukunun uygulanacağı somut delillerle tespit edilerek dava konusu alacaklara ilişkin ilgili ülke hukukundan anlayan yargısal denetime elverişli, uyuşmazlığın çözümünde yasal mevzuat çerçevesinde ve içtihatlara uygun rapor hazırlayacak bir bilirkişiden alınacak bilirkişi raporu sonrasında dava konusu alacaklarla ilgili bir karar verilmesi gerektiğinden, bu aşamada diğer istinaf başvuru sebepleri değerlendirmeye alınmaksızın, ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz gerekçesine göre işlem yapılıp bir karar verilmesi için kararı veren mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
VI- HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda İzah Edildiği Üzere;
1-İSTANBUL ....İŞ MAHKEMESİ'nin 10/01/2024 tarihli 2022/..... Esas - 2024/.... Karar sayılı kararının HMK'nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2- Davanın yeniden görülmesi amacıyla dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Verilen kararın niteliğine göre, davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
Dair; HMK 353/1-a maddesi gereğince yasa yolları kapalı olmak üzere kesin olarak 08/05/2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.