BELİRLİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ, BAKİYE SÜRE ÜCRETİ ALACAĞI, KIDEM TAZMİNATI

SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ

2022/1185 E. - 2024/1384 K. 12.06.2024 Tarihli

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı iş yerinde 2017 yılı Eylül ayından 20.01.2020 tarihine kadar çalıştığını, davacının Beden Eğitimi Öğretmeni olduğunu, davacının Belirli Süreli İş Sözleşmesi ile çalıştığını, davacının hamileliğinin 5. Haftasında bu durumu öğrenir öğrenmez davalı işverenliği haberdar ettiğini, davacının istifasının istendiğini, ardından davacının istifa etmemesi üzerine psikolojik baskı uygulandığını, 15.01.2020 günü elden maaşların ödenmesi sırasında davacıya psikolojik şiddet uygulandığını, psikolojik şiddetin tartaklamaya kadar varması üzerine davacının hamile olması nedeni ile kaçarak kendini odaya kilitlediğini ve polisi aradığını, davacının yaşananlar nedeni ile şikâyetçi olduğunu, davacının aldığı rapor sonrası işe gittiğinde işyerine alınmadığını ve sözlü olarak iş akdinin feshedildiğinin bildirildiğini, davacıya …………….. Noterliğinin 20.01.2020 tarih ……. yevmiye numarası ile fesih bildiriminin gönderildiğini, davacının son net ücretinin ……….. TL olduğunu, davacının ücretinin ………………. TL’lik kısmının banka aracılığı ile geri kalanının elden ödendiğini, davacının iş akdinin iş sözleşmesinin bitmesinden önce feshedildiğini, bu nedenle davacının bakiye ücret alacağı olduğunu, davacının kullanmadığı yıllık izin ücretlerinin ödenmediğini, davacıya Eylül 2017 döneminden itibaren AGİ ödemesi yapılmadığını belirterek kıdem tazminatı, bakiye ücret alacağı, ayrımcılık tazminatı, yıllık izin, AGİ alacağı talebinde bulunmuştur.

Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının Özel …………………. okulu’nda 13.09.2019 tarihli 1 yıllık Belirli Süreli İş Sözleşmesi ile Beden Öğretmeni, olarak çalıştığını, davacının daha öncede 2018-2019 Eğitim-Öğretim yılında yine aynı okulda 1 yıllık Belirli Süreli İş Sözleşmesi ile çalıştığını, davacının 13.09.2019 tarihli iş sözleşmesi imzalanması sırasında hamilelik şüphesi olduğunu müvekkili şirketten gizlediğini, davacının Ekim 2019 döneminden itibaren Beden eğitimi Öğretmeni olmasına rağmen öğrencilere voleybol, basketbol gibi aktivitelerde yardımcı olmadığını, davacının 2019 yılında gerçekleştirilen Voleybol Turnuvası ile ilgili umursamaz tavırları ve yanlış bilgiler vermesi nedeni ile bazı okulların turnuvaya katılamadığını, davacının görevli olmadığı ve hastaneye gitmek için raporlu olduğu günde öğretmenler odasında izinsiz şekilde video çekmesi nedeni ile uyarıldığını, olayın öğretmenler odasında sözlü tartışmadan öteye gitmemesine rağmen davacının polisi aradığını, davacının iş akdinin iş akdinin ………………. Noterliği 20.01.2020 tarih ve ……..yevmiyeli ihtarnamesi ile feshedildiğini, davacının ücretinin bordrolarda kayıtlı olan ücret olduğunu, işyerinde elden ödeme yapılmadığını, davacının yıllık izinlerini kullandığını, davacıya AGİ ödemelerinin eksiksiz olarak yapıldığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :

''1-Açılan davanın KISMEN KABULÜNE,

2- Net ………. TL kıdem tazminatı alacağının iş akdinin fesih tarihi olan 21.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

3-Net …….. TL bakiye süre ücreti alacağının ……… TL'sinin dava tarihi olan 17.08.2020 tarihinden, geri kalan ………… TL'sinin ıslah tarihi olan 22.02.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

4-Asgari geçim indirimi, yıllık izin ve ayrımcılık tazminatı taleplerinin reddine,

5-Yasal kesintilerin kararın infazı sırasında dikkate alınmasına, " şeklinde karar vermiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili şirkete bağlı eğitim kurumlarından Özel …………………………….okulu’nda öncelikle 2018-2019 Eğitim – Öğretim yılında 13.09.2018 tanzim tarihli ve belirli süreli (1 yıl) iş sözleşmesi ile çalıştığını, ardından 2019-2020 Eğitim – Öğretim yılı içinde kendisiyle 13.09.2019 tanzim tarihli ve belirli süreli (1 yıl) iş sözleşmesi akdedildiğini ve çalışmaya başladığını, ancak davacı 13.09.2019 tarihinde müvekkil okul ile iş sözleşmesi yaptığı esnada hamile olduğunu müvekkilden gizlediğini, akabinde öğretim yılının hemen başlarında, Ekim 2019’dan itibaren branşı “Beden Eğitimi” olmasına karşın hamileliğini öne sürerek öğrencilere özellikle havuz derslerinde bizzat eşlik etmediğini, voleybol ve basketbol gibi ve topla yapılan aktivitelerde de öğrencilere yardımcı olmadığını, hatta bu durumdan dolayı davacı hakkında gerek öğrencilerden gerekse velilerden defalarca şifahi ve yazılı şikâyetler yapılmış olup bunlarda sayın mahkemeye sunulduğunu,

Ayrıca davalı müvekkil okul tarafından çok önemsenen, okulun sportif alandaki itibar ve prestiji içinde çok önemli kabul edilen ve ………..2019’da gerçekleştirilen …………………. Voleybol Turnuvasında da davacının ilgisiz ve umursamaz tavırları ile diğer katılımcı okullara yanlış bilgiler vermesi yüzünden bazı okullar müsabakalara katılamamış/kaçırmış veyahut yanlış gün ve saatlerde müsabakaya çıkmalarına davacı sebep olduğunu, bu konuda da Davacı (diğer tüm konularda olduğu gibi) kendisi dışındaki branş öğretmenlerini ve hatta okul yönetimini suçladığını, konu hakkındaki tutanaklar yine sayın mahkemeye sunulmuş olup, sözkonusu olaylar gerçekleştiği sırada okulda zümre başkanı olan ancak sonra müvekkil işverenlikten ayrılarak başka bir yerde çalışmaya başlayan tanık ………………’ın yeminli beyanları da anlattığımız süreci birebir doğrular nitelikte olduğunu,

Turnuvada yaşanan skandaldan sonra davacının davranışları daha da kötüye gittiğini ve gerek branş öğretmenleri ile gerekse diğer branşlardaki öğretmenlerle sürekli sorunlar yaşamaya başladığını, okul yönetiminin kendisine çeki düzen vermesi ve mesai arkadaşları ile ilişkilerinde daha dikkatli olması hususundaki uyarılarını dikkate almayarak mesnetsiz iddiaları ile görevli olmadığı ve hatta hastaneye gitmek için izin aldığı günde dâhi öğretmenler odasında diğer öğretmenlerin izni olmadan ve hatta bilakis itirazları olmasına rağmen diğer öğretmenlerin izni olmadan fotoğraf ve video çekimleri yapmaya çalıştığını, konu hakkında uyarıldığında ise inkâr ettiğini, olay öğretmenler odasında herkesin içerisinde yaşanmasına ve herhangi bir şekilde sözlü tartışmadan ileri gitmemesine rağmen telefon ile 155 Polis İhbar hattını arayarak okul Müdürlerini şikâyet ettiğini ve bir eğitim yuvasına gereksiz bir şekilde polis ekipleri getirterek okulumuzun imajını lekelediğini,

Davacı bununla da yetinmeyerek müvekkil okulun imajına daha fazla zarar verme çabasının devamı olarak CİMER’e dahi şikâyette bulunduğunu ancak bu şikâyet sonucu MEB tarafından görevlendirilen muhakkiklerce müvekkil okul hakkında işlem tayinine gerek olmadığı kanaatine varıldığını, MEB muhakkikleri tarafından yapılan denetim sonucunda hazırlanan raporda "elden maaş ödemesi yapıldığı ve SGK'ya eksik sigorta primi ödemesi yapıldığı" iddialarının gerçeği yansıtmadığı belirtilmiş olup, bu raporda sayın mahkemeye sunulduğunu ancak buna rağmen davacının iddialarını destekleyecek tek bir deli olmamasına karşın, sadece davacı iddiaları doğrultusundaki maaş miktarı ödemesi kabul edildiğini ve davacı iddialarına dayanarak hüküm oluşturulduğunu, gereksiz bir şekilde sadece okulun imajını zedelemek için okula Polis ekibi dahi çağıran davacıdan yaşanan bu olay ile ilgili de savunması istendiğini ancak bu savunmasında da haksız isnat ve suçlamalarına devam etmesi, sadece okul idarecileri ve çalışma arkadaşları hakkında yanıltıcı ve yalan beyanlarını sürdürmesi nedeniyle ve ayrıca geçmiş şikayetler de dikkate alınarak ………………….Noterliğinin 20.01.2020 tarih ve ………..yevmiyeli ihtarnamesi ile hizmet akdi 4857 Sayılı İş Kanunu’nun “İşverenin Haklı Nedenle Derhal Fesih Hakkı”nın düzenlendiği 25. maddesinin “Ahlak ve İyiniyet Kurallarına Uymayan Haller ve Benzerleri” başlıklı II. bendinin “a, b, d, e ve h fıkraları” gereği sona erdirildiğini, ancak sayın yerel mahkeme sunmuş olduğumuz tüm tutanak, savunma, MEB soruşturma raporları, davalı şirkette çalışmayan tanık beyanlarına rağmen yargılama sonunda yazdığı gerekçeli kararında; "... Davalı fesih bildiriminde gerekçe gösterdiği hususları ispatlayamamıştır. ..." demek suretiyle davalı müvekkili haksız bulduğunu, oysa ki dosya incelendiğinde sayın dairenizce de takdir edileceği üzere davacı ile ilgili her sorunda davalı işverenlikçe tutanak tutularak savunması alındığını, alınan savunmalarının bazılarında hatalı olduğu davalı tarafça kabul edildiğini, bazılarında ise diğer meslektaşlar suçlanarak sorumluluk ve yanlış kendisi üzerinden atılmak istendiğini ancak bir bütün olarak alınıp diğer görevlilerin savunmaları okunduğunda davacının kusurlu ve hatalı olduğu davalı işverenlikçe tespit edildiğini, son olarak da hiçbir gereği ve lüzumu yok iken bir eğitim öğretim kurumuna polis çağırması bardağı taşıran son damla olduğunu, ancak sayın mahkeme tüm bu hususları gözardı ettiğini ve gerekçeli kararında hiç değinmeyerek red sebepleri hakkında açıklama yapmadığını, bunun yanısıra Yargıtay HGK kararına aykırı olarak davacıya bir önceki dönem ile ilgili olarak Kıdem Tazminatına hükmettiğini, Bilindiği üzere 4857 sayılı İş Kanununun 120. maddesindeki hükme göre, yürürlükte bulunan 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesinde kıdem tazminatı ödenmesini gerektiren haller düzenlenmiş olup, Belirli Süreli İş Sözleşmesinin kararlaştırılan sürenin dolmasıyla sona ermesi hali kıdem tazminatı ödenmesini gerektiren haller arasında sayılmadığını, dolayısı ile Belirli Süreli İş Sözleşmelerinin sürenin bitimiyle sona erdiği durumlarda işçi Kıdem Tazminatına hak kazanamayacağını,

Ayrıca bütün bunlardan ayrı davacının bakiye ücret istemi hesaplanırken kanuna ve Yargıtay kararlarına aykırı olarak hesap edildiğini, sayın mahkemece bu husus hesaplanırken 6098 sayılı TBK'nın 438. Maddesine atıf yapılmış olmakla aynı madde de "Belirli süreli hizmet sözleşmesinde işçinin hizmet sözleşmesinin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir, tazminattan indirilir." ve 408. Maddesinde "... işçinin bu engelleme sebebiyle yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar ücretinden indirilir." denilmek suretiyle hesaplama yapılır iken bu hususlarında araştırılarak hesaplamaya dahil edilmesi gerektiği belirtilmiş olmasına karşı sayın mahkemece bu araştırma yapılmaksızın hesaplama yapılarak hüküm oluşturulduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.

GEREKÇE :

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. Madde düzenlemesine göre, kamu düzenine aykırılık halleri hariç, istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonunda;

Davacının ……………-…………………. tarihleri arasında davalı okulda beden eğitimi öğretmeni olarak belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı, iş akdinin davalı işveren tarafından haklı neden iddiasıyla sona erdirildiği, işten çıkış kodunun SGK'ya kod:29 olarak bildirildiği anlaşılmıştır.

Davalı işveren tarafından davacının iş aktinin, öğrenci ve çalışma arkadaşlarından şikayet alınması, okul yönetimini ve öğretmenleri suçlayıcı tavırlar sergilemesi gerekçe gösterilerek sonlandırıldığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamında şikayet dilekçeleri bulunsa da bu dilekçelerin içeriklerini doğrulayıcı somut ve görgüye dayalı tanık beyanı bulunmadığı, davalı tanıklarının davacının hamileliği sebebiyle bazı derslere girememesi nedeniyle işten çıkarıldığını beyan ettikleri, yine davacının primlerinin eksik ödenmesi ve kendisine hakaret edilmesi nedeniyle şikayet hakkını kullanmasının fesih nedeni olamayacağı anlaşılmakla davalının haklı fesih iddiasını ispatlayamadığı ve davacının kıdem tazminatına hak kazandığı anlaşılmıştır. Davalı vekili iş akdinin belirli süreli olması nedeniyle davacının kıdem tazminatına hak kazanamayacağını ileri sürmüş ise de belirli süreli iş akdinde ihbar tazminatına hak kazanılamayacağı, ancak kıdem tazminatına hükmedilmesinde hata bulunmadığı anlaşılmıştır. Yine davacının ücretlerin bir kısmının bankadan kalanının elden ödendiğine ilişkin iddiasının davacı tanık beyanlarıyla doğrulandığı, davacı tanık beyanları ve emsal ücret araştırması nazara alınarak davacının aylık net ………………. TL ücretle çalıştığına ilişkin yerel mahkeme kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır.

Davacı bakiye süre ücreti alacağı talebinde bulunmuştur.

6098 sayılı Borçlar Kanunun “b. Haklı sebebe dayanmayan fesihte” başlıklı 438. Maddesinde; “İşveren, haklı sebep olmaksızın hizmet sözleşmesini derhâl feshederse işçi, belirsiz süreli sözleşmelerde, fesih bildirim süresine; belirli süreli sözleşmelerde ise, sözleşme süresine uyulmaması durumunda, bu sürelere uyulmuş olsaydı kazanabileceği miktarı, tazminat olarak isteyebilir. Belirli süreli hizmet sözleşmesinde işçinin hizmet sözleşmesinin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir, tazminattan indirilir. Hâkim, bütün durum ve koşulları göz önünde tutarak, ayrıca miktarını serbestçe belirleyeceği bir tazminatın işçiye ödenmesine karar verebilir; ancak belirlenecek tazminat miktarı, işçinin altı aylık ücretinden fazla olamaz…” hükmüne yer verilmiştir.

Davacının iş aktinin süresinden önce işverence haksız feshedildiği anlaşılmakla davalı tarafın davacıya bakiye süre ücretini ödemek zorunda olduğunu, davacının SGK Hizmet cetveline göre ……….. tarihinde yeni bir işe girdiği, bu süresinin de mahsubunun yapıldığı, yol ve yemek masrafının işverence karşılandığı, bilirkişi raporundaki hesaplama doğrultusunda davacının bakiye süre ücreti alacağı talebinin kabulüne karar verilmesinde de hata yoktur.

Bu halde taraf vekilince ileri sürülen tüm istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde olmayıp, incelenen kararın; dava dosyası kapsamında mevcut maddi delillere uygun, yasal ve hukuksal gerekçelere dayandığı, delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik ve kamu düzenine aykırı bir halin varlığının tespit edilemediği dikkate alınmak sureti ile yapılan istinaf başvurusunun HMK'nin 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.

KARAR:

1-Davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine,

2-Alınması gereken ………… TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan ………… TL'nin mahsubu ile, bakiye ………….. TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının ilk derece mahkemesi tarafından kendisine iadesine,

4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hususunda karar verilmesine yer olmadığına,

5-Kararın tebliğine, harç tahsiline/ iadesine ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkeme tarafından yerine getirilmesine,

Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 7036 Sayılı Kanun'un 9.maddesi atfıyla 6100 Sayılı HMK'nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 12/06/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


#İŞ HUKUKU #ÖĞRETMEN #BELİRLİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ #KIDEM #HAKLI NEDENLE FESİH #BAKİYE SÜRE ÜCRETİ ALACAĞI
Yol Tarifi