Kavramlar arasında ilişki kurabilmemiz "düşünmek" olarak tanımlanır. Bu ilişki "akıl" temelli bir ilişki olmakla, dayanağını araştırma, sorgulama, eleştiri gibi unsurlardan alır.
Yaşamı sorgulama, araştırma, doğruyu yanlışı ayırtetme, edinilen bilgileri akıl süzgecinden geçirebilme ve bu vesile ile ne düşüneceğine, neye inanacağına, nasıl davranacağına karar verme mutlak itaatin reddini ve bireysel bağımsızlığı gerektirir.
Francis Bacon, insana ait, doğayı olduğu gibi görmemizi sağlayacak "gerçek bilgiye ulaşma yolunda" ilerlerken "yanlış varsayımlar, önyargılar, kanılar vb." den oluşan "zihin idollerini" dört ayrı kategoriye ayırır. Bu idoller nesnel düşünmenin önüne geçen engellerdir. Doğru düşünceye ulaşabilmek için insan aklının yaşamın tecrübe ve etkilerinden sıyrılması gerekir. Çünkü Bacon' a göre "bilgi güçtür".
· Soy (kabile) idolü
· Mağara idolü
· Tiyatro idolü
· Çarşı idolüdür
Soy idolü insanın doğasından kaynaklanan doğal zayıflıklar, eğilimler, aşırılıklar içerebilen, gözü kapalı kabul, sorgulamama gibi "insana özgü", "doğal ama yanlış", zihne dayalı önyargılardır.
İnsanda, görüşleriyle çelişen herşeyi görmezden gelme, şekilcilik hakimdir. Burada "insanların "gerçek olmasını istedikleri" şeye inanma, bunların peşinen doğru kabul ederek kanıtlama çabası, aksine işaret eden şeyleri görmezden gelme, kabul etmeme, anlamak istememe, peşin hükümlülük, erken yargıda bulunma görülür.
Mağara idolünde ise kişilere, aile geçmişi, tecrübeleri, içinden geldiği kültürden edinilen yaşamı anlama şekli ve yaşam tarzı, aldığı eğitimleri, okudukları, hayranlık ve saygı duydukları kişilerden etkilenme dereceleri, sosyal sınıfları, inanç ve dinleri, cinsiyetleri gibi parametrelere bağlı olarak edindikleri subjektif bilgiler hakimdir. Yine kişilerin önyargılarını ve inançlarını yansıtır.
Platon' un mağara alegorisinden adını alan bu idole göre, her insan kendi kabulü çerçevesinde "mağarasını" oluştursa da bu ona ait "küçük" bir yerdir. Mağaranın dışına çıkması, objektif ve gerçekçi bir bakış açısına sahip olabilmesi, gerçek bilgiye ulaşabilmek için gereklidir. Kişi, kendine özgü, kendi kabulüyle şekillenmiş zihinsel idollerden sıyrılmış olmalıdır ki, gerçek bilgiye ulaşabilsin.
Tiyatro idolü de, kişiye özeldir. Kültürel olarak maruz kalınan ortamlardan, bireysel tecrübelerden edinilir. Subjektiftir. Biat kültürü hakim olmakla, uzun yıllar benimsenen kuramlar sorgulanmaksızın bu kuramlara peşinen boyun eğilir, sorgulanmaksızın kabul edilir; pek tabi ki doğal sonuç olarak insana "önyargılar" hakimdir. Bu idol Bacon’a göre, gerçek dünyayla ilişki kurmayı engelleyen kurgusal ve tiyatroya benzeyen bir dünya yaratır.
Sorgu sual kavramları bu idolde yoktur.
Çarşı idolü, insanların birbirleriyle olan ilişkilerine ve bu ilişkinin temelinde bulunan "dil kullanımı ve sözcüklere" işaret eder. Bu idolde sözcüklerin ilk bakışta anlamları olduğu düşünülse de, gerçekte soyut, anlamları belirsiz ve kafa karıştırıcı olduğu görülür. İnsanlar kendi hassasiyetleri doğrultusunda bazı sözcüklerin kullanılmasında daha duyarlı ve tepkiseldir. Çoğu zaman her konuyu o sözcüklerle ilinti kurmak suretiyle açıklar. Bu kullanım şekli yaygın olarak dini alanda ortaya çıkmakla, din üzerinden siyaset yapılması halinde kişiler ve topluluklar üzerinde etkili olur.
Bacon’ a göre belirli bir düşünceyi aktarmak için yanlış sözcükler seçilirse, ifade edilen düşünce de yanlış olur.
"Bu idollerin farkına varmayan bir zihin, herhangi bir durumda, “ortada durumun çok ikna edici ve bol miktarda örneği olmasına rağmen, yine de gözlem yapmaz, ya da bu örnekleri küçümser, ya da güçlü ve zararlı bir önyargının ilk sonuçlarını feda etmektense, bu önyargıyla bir ayırma işlemi yaparak onları başından atar ve reddeder” *
Eylem, tutum ve tepkileri, insanların eğitim seviyesi, ekonomik yoksunluk ve refah düzeyinin düşüklüğünün şekillendirdiği toplumlarda, salt hayatta kalmaya yönelik olmayan, belirli bir ekonomik seviyenin, standardın ve refahın sağlanması, eğitim ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi şarttır. Bu aynı zamanda devletlerin yurttaşlarına karşı yükümlendiği sosyal devlet ilkesinin de gereklerini yerine getirmesi anlamı da taşır.
*Yöntemini arayan düşünce: Francis Bacon Yrd. Doç. Dr. Ömer Faik ANLI Ankara Üniversitesi DTCF Felsefe Bölümü
Yararlanılan kaynaklar: Eftelya Köseoğlu, Mümkün Dergi 21.08.2022 tarihli yazısı